Amansız bir kuşatmaya karşı verilen soluksuz
direnişle birlikte inşasını da sürdüren devrim, çetin bir yılı arkasında bıraktı.
Devrim, sadece boyun eğmeyen bir askeri hat değil, aynı zamanda nüfuz eden
ruhuyla bir toplumsal şahlanış sathıdır.
2013'e ramak kala başladı saldırılar. Kasım ayında
startı verildi, Aralık'ta püskürtüldü. Böylece Rojava halkının askeri ve siyasi
gücü ile iradesi sınanmış oldu, beklentilerinin kolay olmadığı anlaşıldı. Mart
ayı ile birlikte saldırı merkezi olarak Halep seçildi. Rejim güçleri ile
senkronize çete saldırıları iki Kürt mahallesinde (Şêx Maqsûd ile Eşrefiyê) yoğunlaştı. YPG ve YPJ, buna karşı meşru
savunma hattını ördü. Bu cephedeki durum, devam ediyor.
Halep’teki saldırıların şiddetinde hafif düşme yaşanırken
28 Mart'ta Efrîn'e yönelindi.
Uluslararası güçler ile bölgesel müttefikleri ve yerli işbirlikçilerin kurduğu
kirli koalisyonun koçbaşı görevi görevini gören çeteler, Efrîn ve çevresine taarruza geçti. İlk hedef, Şêrava
nahiyesinin stratejik alanı olan Lelûn Dağı'ndaki köyler
oldu. Yaklaşık iki ay kadar bu alanda çatışmalar sürdü. YPG ve YPJ güçleri ile
dayandığı toplumsal taban, muazzam bir
direniş gösterdi; YPJ Askeri Meclis ile şehidini verdi: Slava…
Akibê, Bênê, Cilbir, Basilê ile birlikte Kürt
köylerinin tamamı çetelerden temizlendi, çatışmalar durdu.
Yine yeniden Serêkaniyê
Efrîn cephesindeki
durgunluğun hemen ardından kirli koalisyonun dönemsel tetikçiliğini yürüten
çeteler birliği, El Nusra'nın öncülüğünde kısmen konumlandıkları Serêkaniyê de şanslarını denedi.
Artık, sadece pasif savunmayla yetinilemezdi; aktif savunmaya geçildi. Rojava
savunma güçleri, bu perspektifle devrimci operasyonların başlangıç vuruşunu
yaptı. İlk önce Serêkaniyê’deki kısmî çete varlığına son verildi; sınır kapısı
denetime alındı; ardından kent çevresinde süpürme harekatı devam etti. Menacîr’e kadarki alan çetelerden temizlendikten sonra
çetelerin merkez haline getirdiği, Türk devlet desteğinde köprü rolü oynayan
tarihi kent Tel Halef kuşatmaya alındı.
Çeteler, direnemedi ve kent nihayet YPG ve YPJ güçlerinin denetimine geçti.
Til Koçer'e varmadan
YPG ve YPJ güçleri için artık durmanın anlamı
yoktu. Devrimci operasyonlar kapsamında Çil Axa, Tirbespiyê, Derik ve çevresi
ile Rimelan'a yerleşen çetelerin üzerine gidildi. Alan boydan boya çete gruplarından
arındırıldı. Bir tek stratejik öneme sahip Til Koçer kalmıştı. YPG ve YPJ'nin
bünyesindeki özel kuvvetlerin de katılımıyla tam teşekküllü gerilla hamlesiyle
Til Koçer’e Kürt güçlerinin bayrağı dikildi.
Stratejik zafer: Til Koçer
Til Koçer, coğrafi konumunun yüklediği siyasal,
ekonomik ve askeri olarak stratejik bir öneme sahiptir. Detaylandıralım. Kürt
bölgesi olmakla beraber içinde yoğun olarak Arapların da yaşadığı, Araplarla sınırın
olduğu; aynı zamanda Suriye ve Irak’ın temel kapısıdır. Sınırın Irak tarafında
bir yanında Êzîdî Kürtler, bir yanında Şebek
Kürtler, Musul ovasına doğru da Sünni Araplar mevcut. Suriye zamanında bile dış
dünyaya açılan temel kapılarındandı; ihracat ve ithalatının büyük kısmı oradan
yapılmaktaydı. Bağdat-Şam ilişkisinin sağlandığı alandır. Dolayısıyla burayı
elinde tutan, siyasal olarak bölgeye hakim olan güçtür. Ayrıca Kürdistan
Bölgesi Yönetimi'nin Rojava Devrimi'ni hiç sayarak boğmaya çalıştığı dönemde
buranın alınması oldukça stratejiktir. Yeni bir nefes borusu demekti.
Atmê'deki sert karşılaşma
Bu süre içinde Efrîn
bölgesindeki Atmê taraflarından çetelerin saldırıları yeniden başladı. 15 gün
amansız bir direniş sergilendi. Çeteler Kürt köylerine hakim tepelerden atıldı.
ÖSO Askeri Konseyi'nden bir heyetin araya girmesiyle kısmi uzlaşmaya varıldı;
YPG, Rojava'nın resmi savunma gücü olarak kabul edildi. Daha tam bir uzlaşamaya
varılamadan kendisini Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak tanımlayan çete harekete
geçti. Türk devletinin de kuruluşuna katkı sunduğu ve Irak'ın ardından
Suriye'de de vazgeçilmez bir aparat olarak gördüğü bu çete, Azaz sınırındaki
Qestel Cindo Köyü'nün tepesindeki kontrol noktasına saldırdı. 2 Ekim'de
tarihinde başlayan saldırılar ve gösterilen karşı direniş sürüyor.
Bütün bunlar devam ederken çeteler her yenilgi
ardından canlı bombalar/bombalı araçlarla saldırılar düzenledi. Çoğu boşa çıkarılan
her saldırıda kontrol noktalarındaki Asayiş görevlileri kendilerini feda etti…
Grê Sipî ve Sûsik
Kobanê, Tel Ebyad hattındaki
Kürt köylerinden Grê Sipî ve Sûsik'teki görkemli
direnişin hakkı teslim edilmeden olmaz. Bu alanda Askeri Meclis üyeleri Dilovan
ve Viyan ile PYD Eşbaşkanı Salih Muslim’in oğlu Şervan Muslim, Kürdistan şehitleri
kervanına katıldı. YPG ve YPJ güçleri, burada çetelere ağır darbeler vurdu. Bu
yüzden kirli koalisyon, Rakka, Cerablûs, Mumbîc’teki sivil Kürtlere yönelmeye başladı.
Antep’te, Türk devleti koordinatörlüğünde yapılan toplantıda alınan karar gereği
Azaz-Cerablûs-Halep üçgenindeki
Kürt belde ve köylerinde katliamlar yapıldı.
Askeri güç kendisini kanıtladı
YPG ve YPJ, soluksuz direnişi ve aktif savunma
kabiliyeti ile varlığı için kaçınılmaz gördüğü halk desteği sayesinde
uluslararası güçler ve sömürgeci devletler ile yerli işbirlikçi/hain gruplara
Rojava’daki halkların meşru savunma gücü olduğunu kanıtladı. YPG ve YPJ’nin artık
yenilmez oldukları, herkes tarafından kabul gören bir realite oldu. İnanç,
umut, ülkeye/toprağa ve halkla bağlılığı temel motivasyonu olan YPG ve YPJ,
giderek büyüdü. Bugün artık 50 bini aşan bir rakama ulaştı. Teknik, askeri,
lojistik donanımı sağlayacak imkanlara kavuştu.
Devrimin inşası
Rojava'da devrim, kendisini
salt bir askeri hat üzerinden örmekle yetinmedi; toplumsal inşanın en küçük
dokulara nüfuz etmesini esas aldı. Geciktirmeden, ertelemeden, savsaklamadan ve
küçümsemeden, bütün enerjisini toplumsal dönüşüm ve bütünleşmeye aktardı.
Karakterini uzun uzun anlatmaya gerek duymadığımız Suriye devletinin tazyikinin
kapattığı toplum, özüyle rahat buluşmanın güveniyle açıldı. Açık toplum, her
alanında yeniden organize oldu. Meclislerin dışında onlarca örgütlenme modele
gelişti. Devletin sadaka kültürünün yarattığı muhtaç modundan sıyrıldı; kendi
kendine yetmeyi esas aldı. Küçük örneklerle izah edelim. Rejim döneminde fırın
çalışmadığı gün aç kalan toplum, bugün bazen günlerce bu bağımlılığı kırdı.
Elektriksiz hiçbir şey yapamayan toplum, şimdi bir sürü alternatif elektrik
modeli geliştirdi.
Eğitimde toplumsal model
Yaratıcı özellik ve
yeteneklerini yeniden keşfeden toplum, rejimin köreltme kabuğunu parçaladı.
Devletin eğitim sistemlerinin dışında bir eğitimin oluşturulamayacağına alıştırılan
toplum, şimdi ilkokuldan yüksekokula kadar kendi dilinde ve toplumsal gerçekliğine
uygun eğitim yapabilir duruma geldi.
Sağlıkta mahkumiyete son
Devlet, Kürt illerinde
hastane ve sağlık ocaklarını yapmayarak, halkı büyük şehirlere mahkum etmişti. Şimdi,
geliştirilen hastanelerle bu sorun önemli oranda aşılmış durumda. Kürdistan
halkının desteğiyle Rojava'daki acımasız abluka aşılıyor.
Yereldeki hizmet gelişti
Belediye ve hizmet sektöründe
de benzer gelişmeler oldu. Su işlerinde çalışanların işe gitmedikleri gün şehirler
susuz kalıyordu. Şimdi bu sorun, önemli oranda yerel güçle aşılmış durumda.
Devletin vereceği bütçeye bağlanmış belediyeler, çok az hizmet sunarken; devrim
sürecinin doğası ve kısıtlı imkanlara rağmen halkçı belediyecilik geleneğiyle
belediye hizmetleri önemli oranda arttı.
Dostluk kültürü canlandı
Mevcut ulus devletler,
halkları birbirine düşman etmeyi varlıklarının önemli güvencelerinden sandı.
Devrimin en büyük kazanımlarından biri, bu alanda oldu. Yıllarca birbirine düşman
edilen halklar, yeniden birlikte yaşamaya, dost olmaya başladı. Dostluğun kültürünü
yeniden canlandırdı. Araplardan ve diğer halklardan da askeri taburlar oluşturulması,
Asurice/Suryanicenin resmi dil olarak kabul edilerek okulların açılması, çeşitli
dinlerin ve inançların ibadethanelerinin korunması, onarılması; üstelik yan yana
olup kimsenin bundan rahatsızlık duymaması, devrim kültürünün çarpıcı
göstergesidir. Geçici Yönetim için oluşturulan Kurucu Meclis'in yanı sıra bütün
kurumsal yapılanma ve karar süreçlerinde diğer halklar/azınlıklar/inançların
olması da bu kültürün bariz yansımasıdır. Yollarda çok dilli tabelaların olması
da cabası.
Özgürlüğün sanatı
Sanat boyutunda da ciddi açılımlar
oldu. Sanat, devletin belirlediği kalıpları söküp attı. Otantik özünü koruyarak
evrensel vizyonuyla buluşmanın tohumları filizleniyor. Her yerleşim biriminde
vücut bulan kurumsal gayret, her dalda yaratma azmindeki yaratıcı kuvvet,
devrimin heyecanına ortak oluyor. Kimi zaman devrimin sesi, kimi zaman
gösterisi, kimi zaman unutulmaz fotoğrafı oluyor. Şehadet ve direnişin kutsal
özünü, özlem ve hedefin umuduyla buluşturan devrim marşları, ajitatif
tekerlemeleri çoktan aştı.
Yaşamı besleyen ekonomi
Askeri kuşatma ve saldırı ile
irade kırmayı esas alan ambargoya rağmen ekonomi, hayatın onurlu güzergahına
kanalize edildi. Yollar ve köprüler yapıldı. Öz imkanlar ölçüsünde petrol arıtmaya
gidildi. Devlet, yıllarca Kürt bölgelerinde bir değirmenin oluşmasına izin
vermezdi, bugün yetecek kadardır. Bağ ve bahçe sulamaları, tümden devletin
tekelindeydi; devletin izni olmadan bir kuyu kazmak bile suçtu. Şimdi birçok
arazide kuyular kazıldı; sulu tarım yapılmakta. Küçük sanayi işletmeleri kurma
girişimleri var. Zeytin ve zeytin ürünlerine bağlı sektörlerde (sabun ve
deterjan yapımı gibi) belli bir gelişme sağlandı.
Til Koçer sınırı, rayına
oturacak. Türkiye sınır bölgesinde kapı açma girişimleri devam ediyor. Sêmalka üzerindeki uzlaşma
arayışı sürüyor. Bazı yerlerde insani amaçlı da olsa Türkiye’den kapılar açılmış
durumda. İster kaçakçılık, ister sınır ticareti olsun devam ediyor.
Tüm bu işleri, oluşturulan
Ekonomi Meclisi organize ediyor.
Kriminal suçların azlığı
Rojava Devrimi, demokratikleşme
kültürünün gelişmesi ve birlikte yaşamanın önünü açmakla yetinmiyor, can ve mal
güvenliğini sağlıyor. İçinde hırsızlığın, uyuşturucunun, fuhuş ve kadın ticaretinin
en az olduğu alan Rojava'dır. Göç ve yıkımın en az olduğu alan olmakla birlikte
yaşam güvencesi ve kalitesini geliştiriyor.
Kadına hükmetmeye son
Rojava Devrimi'nde kadın öncü
rolündedir. Ordulaşmadan ekonomiye kadar tüm varlığıyla dahil olan kadının
devrimidir. Cinsiyetçiliğin aşılarak eşitliğin geliştiği gerçek ve radikal
demokrasinin hayat bulduğu alandır. 5 bin yıllık erkek egemenlikçi tarihe son
verilerek, eşitlerin birlikte koştuğu özgürlükle buluşma azmidir.
Merkezi yapıyı dağıtıyor
Esası ve üslubu, tarihsel
dayanağı ve projeksiyonu itibariyle Rojava Devrimi, Kürt devrimidir; dört
parçanın odaklandığı ve kaderini belirleyecek Kürdistan devrimidir. Bu temel
gerçeği muhafaza ederek belirtelim ki; Özgür Kürdistan'ın yanı sıra demokratik
Suriye de demektir. Geçici Yönetim'in oluşum süreci ve yapısı, bunun somut
halidir. Diktatörlük temelli oluşturulan merkezi yapı böylece dağıtılmakta. Her
şehir, her bölge kendi kendini idare eder, yönetir duruma getirilmekte.
Ortadoğu'ya etkisi de buradan
anlaşılacak. Bu özellik, Suriye sorununun çözümünün kilit noktasıdır. Devrimin
kendini ispatlaması ve kalıcılaşması halinde uzun vadede Ortadoğu’daki etnik,
dinsel, kültürel, mezhepsel sorunların çözümünü getirecektir. Böylece Ortadoğu’yu
da demokratikleştirecektir.
Yüzyılın muştusu
Rojava Devrimi'nin bu
özelliklerinden ötürü başta Türkiye gelmek üzere birçok bölge gücü onu
hazmedemedi/hazmedemiyor. Uluslararası güçlerin, yereldeki çetelere askeri katkıları
ile uluslararası platformlardaki diplomatik blokajlarının kaynağı budur.
KDP'nin ve tasallutundaki Güneyi Kürdistan Yönetimi'nin, kısmen Rojava içinden,
Türkiye üzerinden ve uluslararası alandaki bütün atraksiyonlarının gerekçesi de
devrimin bu özüdür. Rojava Devrimi, insanlığa 21.
yüzyılın muştusu olmaya devam ediyor.
*(Dilovan Servan/YÖP 2013 Özel Sayisi icin)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder