Prof. Necmettin Erbakan, sistem içinde, sistemin aygıtlarıyla; 'din' eksenli ama 'milli' sahiplenmeyi ihmal etmeyen bir rota izledi.
Bunun için teşkilatçılıkta çok iyi, söylemde çok cömert, 'milli devlet' ile barışık, askeri bürokrasiyi iknayı seçen yerli bir hatipti...
Boynunda kravat ama başında namaz takkesi olabilen; akademide 'prof' titri ile tarikatta en iyi 'şakirt'e siyaset libasını yakıştırandı...
Cumhuriyet öncesi belleği tekrar yükleyen bir cumhuriyet yetiştirmesi, CHP dışında gelişen paralel topluma CHP'nin türevi olmayan partiler sundu...
Siyonizme abartılı, emperyalizme tek yanlı yükleniyordu. Kürtler için hayıflanıyor ama 'dış parmak' ile 'milli zaviye'yi aşamıyordu; bir de büyük kötülüğü oldu.
Kürtler içinde de örgütlenen tek Türk siyasetiydi. En eski parti CHP ve en popüler parti ANAP dahil hiçbiri gerçek anlamda Kürtlerin içinde örgütlenemedi. Oy endeksli bir teşkilatın çalışmasını esas aldılar. Milli Nizam Partisi ile başlayan gelenek ise, toplumsal hücrelere nüfuz etmeye çalıştı. Oy vermenin yetmeyeceği, buna göre davranış kalıpları ve refleksleri geliştirmenin; 'kardeşlik', 'vatan', 'gelecek' gibi kavramların özgün yorumuna göre siyasal kimlik oluşturmanın gerekliliği sunuldu. Bu uğraşın açtığı alan, bugün de AKP tarafından büyütülüyor. Türk devletinin bütün aygıtlarının hoş karşılanmadığı, 'yabancı' görüldüğü bir coğrafyada, o devletin başka bir uzvunun son bağ olma dayatması... Kürtleri, devletin mevcut nitelliklerini koruma lehine devlete bağlayan ama bunu müthiş bir siyasal illüzyonla devletin hilafına gösteren büyük yetenek... İşte bugün AKP'nin giderek sağlamlaştırmaya, kopmaz hale getirmeye uğraştığı bu bağı ilk ören Erbakan'dı. Devletin güvenlik kurumlarının örgütlenmesinin dışında, haklılığına inananların içinde yer aldığı bir örgütlenme...
Buna rağmen Erbakan, savaşı sevmedi; Özal'ın barış çizgisine inandı, denedi ama başaramadı. Hırslıydı, azimli bir iyimserdi ama nihayetinde ideali olan bir siyasal aktördü.
Kürtlerin üzerinden koca bir adım atarak Filistin'e uzanmayı marifet gösterendi. Onun siyasal dünyasının bugün bile uğraştığımız çarpık izdüşümünden sorumludur ama ona ihanet eden yetiştirmelerinden bin kat daha mertti. Erbakan, zalim değildi... Rahmet Allah'ındır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder