23 Mayıs 2011 Pazartesi

Sultan'ın doktoru Deyndar!..

“Ey Kürtler! Kürtlüğü lekelememek için tımarhaneyi bile kabul ettim ama padişahın isteğini, maaşı ve sultanın nişanını kabul etmedim” 
Bediüzzaman Saîdê Kurdî (İçtimai Dersler s.35)

Türk Sultan'ın bugün Şırnak'ta olması bekleniyor. Şırnak'a stratejik önem atfettiği için eski bir personelini birinci sıradan aday atadı: Dr. Mehmet Emin Dindar... Emin Dindar, Risale-i Nur külliyatının içinde kaybedilen ve kendisini bulması engellenen; hekim-tüccar-siyasetçi vasıflarını bir arada tutmaya çalışırken şarlatanlık ile lafazanlığın koalisyonundan muzdarip zihinsel parçalanmışlığını, arsız bir pişkinliğin içine boca ederek, hoşgörü tabletleri görünümüyle Şırnak'a taşıdı. Rahmetli babası Seyyid Selman Dindar'ın mütedeyyin mirasını Milli Görüş ve Fethullah Gülen tahrifatçılığında yaralayan Dr. Dindar, ekonomik mirasına da zerkettiği zenginlik hırsıyla necaset ekledi... 
Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde Büyükşehir Belediyesi'nin sağlık biriminin yanı sıra danışmanlığından da istifade edilen Dr. Dindar, aynı anlayışın sendika ve sivil toplum faaliyetlerinde de bulundu. Ticaret ve kariyer planlamasını İstanbul'da yapan Dr. Dindar'ın siyaset sahnesi ise Cizre ve şimdi Şırnak oldu...
TRT-6'in Seda Sayan'ı diye Türk medyasının ilgisiyle başı dönen bir şarkıcının sabah programlarının 'kadrolu' doktorluğunu da yürüten Dr. Dindar, tekno müzik eşliğinde rugan iskarpinler üzerine monte edilmiş Kürt giysileriyle bitkisel ilaçların mucizesini anlatıyordu. Abant Platformu'nun Hewlêr katılımcılığıyla artık yeni döneme uygun bir mucize olduğuna inanan Dr. Dindar'a AKP adaylığı yolu da açıldı... 
Tamam, onun lakabı uzun süredir Şırnak'tan aldığını İstanbul'da işlettiği için 'Deyndar(borçlu)'dı...
Tamam, mesela Çemê Şemo'dan (Kasrik/Davut) dövizci Çobanlar'ın yüzbinlerce dolarını ödememek için onların karşısına İstanbul polisini çıkarmıştı. Zaman alsa da mülkiyet bedeliyle tahsilat kapanmıştı...
Tamam, kardeşleri Mehmet Dindar, Cizre-Nusaybin karayolunda öldürüldü; Cizre Ulu Camii İmam-Hatibi İhsan Dindar evlerinde çıkan bir yangın sonrasında yaşamını yitirdi; Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarıyla bilinen Selim Dindar ise İstanbul'daki Cizreliler Derneği'ne yapılan saldırıda katledildi. Üç ölüm de şüpheliydi ve Dr. Deyndar'ın vakti yoktu fail ve faillerin cezasız kalmamasına...
Tamam, Şırnak'ın Kürtler için önemi büyüktü ve şu anda Diyarbakır Cezaevi'nde rehin tutulan Selma Irmak ile Faysal Sarıyıldız da Kürt muhalefetinin Şırnak adaylarıydı...
Tamam, AKP'nin listesinde Alihanların tarihi ihanet damarını sahiplenen; kan ve kömürle beslenen; soyadlarından dolayı 90'ların sonuna kadar resmi beyanlarında soylarına da takla attıran paramiliter ağın sadık silahşorlarından Mehmet Tatar (Dr. Emin Deyndar'ın "saygıdeğer büyüğüm ve ağabeyim" dediği) vardı...
Tamam, dördüncü sıradaki arkadaşı Şırnak'ta Toros Gübre bayiliğini yaptığı halde Rusçaya hakimiyetiyle gurur duyan İbrahim Baykal'dı...
Bütün bunların Dr. Emin Deyndar için önemi yoktu. Dünyada birincilik verdiği iki şeyden birisi olan Recep T. Erdoğan ona el vermiş, Fethullah Gülen ekibi de sırtını sıvazlamıştı. Merak edenler için dünyanın diğer önemli velinimeti ise Dr. Emin Deyndar'ın 'kullananlar hastalanmaz, hastalananlar kullanırsa şifa bulur' diye pazarladığı Algamax Spirulina (http://www.dailymotion.com/video/xhwzfa_enver-baltay-dr-emin-dindar_tech.)

Ne yapacak?

"Çok güzel projelerim var. Bu projelerimin hayata geçirilmesiyle birlikte Şırnak’a çağ atlatacağımı düşünüyorum" mütevaziliğiyle Başbakan'ı aratmayan Dr. Emin Deyndar, dili, yüreği ve beyni arasındaki rabıtanın kontrolünü yitirip sömürgecinin aferinine mazhar olayım rahatlağıyla insani türbülansa uğrayınca Şırnaklılar için "Bu insanların kalbini insanlığımızla fethedeceğiz" diyebiliyor...
Geçenlerde Samanyolu'nda genç bir moderatörün karşısında konuşuyordu. "Hayatı bir siyaset" olarak tanımlayıp kendisini de ilkokuldan itibaren siyasete adadığını gururla anlatarak kıdemine dair şüpheleri savuşturan Dr. Deyndar, arabasına taş atan çocukların varlığından çok şikayetçiydi. Ancak "şefkat" dili ve "hizmet" eliyle medenileştirmenin tamamlanacağını, nankörlüğün hükümsüz kalacağını söylüyordu. "Çocuklara oyun alanı yapmamışız, deşarj olmak istiyorlar ve bu çocuklar aman bir taş atayım, bir arabanın bir dükkanın camını kırayım diyor. Kötüler de bunu kullanıyor. Ordaki güvenlik güçlerine saygılarımı sunuyorum; annelerini ve babalarını çağırıp nasihat etsinler" diyen Dr. Deyndar, kendisinin önayak olduğunu müjdeliyordu: "Ben yanımda bir psikolog da getirdim, Cizre'ye gidip ailelerle konuşacağız..."
Dr. Deyndar'a göre Şırnak kendisini bağrına basmış, öyle ki; "sevgi selinden nerdeyse boğulacaktım..." diyor ama "orada zavallı ve aldatılmış bir kitle" ile sorunları var. Yine de Faysal Sarıyıldız ve Selma Irmak'ın oylarına sahip çıkacağı büyüklüğünü esirgemiyordu... 
Kanal 7'de katıldığı bir programda ise "Sayın başbakanıma saygılarımı sunuyorum, Şırnak'a çok şey yapıyor, yapacak. Daha ne olsun?" kıvamında ilerlerken, birden ağlamaklı bir ses tonuyla teatral gücünü konuşturuyor, çocukların gazabının yanı sıra tehditler aldığını iddia ediyordu...

Tehdit ve dilekçe 

Dr. Deyndar'ın teatral gösterisinin perde arkasında, 2 Mayıs'ta Şırnak Emniyet Müdürlüğü'ne verdiği dilekçenin Şırnak'ta yarattığı rahatsızlık vardı. Sonra içeriğini inkar etse de Dr. Deyndar, "AKP adayı olarak, gerek kendi konumum gerekse bölgenin terör bölgesi olmasından dolayı güvenliğimin sağlanması hususunu, bilgilerinize arz ederim" diyerek, korumayla gezmeye başlıyordu. Emniyet'in ve ağabeyi Mehmet Tatar'ın gizli koruma kıyağı da cabası...

Yas ve tehdit

BDP'liler, Botan halkı ile birlikte sınır hattındaki dağlarda insan bedeni toplarken, evlatlarının yasını tutarken Dr. Deyndar, Şırnak Tabipler Odası Başkanı ve Cizre Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı İsmail Vesek'i Cizre Devlet Hastanesi'nde tehdit ediyordu. "Cizre'de kapalı olan esnafların kepenklerini açtıracağım. Açık olanları da koruyacağım" böğürmesine itiraz eden D. Vesek'e haddini bildireceğini duyuruyordu.

Şeref meselesi

Dr. Deyndar, "Benim şerefim partiler üstündedir. İnsan şerefine dikkat etsin" gibi afilli bir cümle kurup; "Oy şereftir, oy namustur, oy haysiyettir" gerçekliğinin farkında olup; "Devletim için hizmet yapmak benim için bir şereftir" bataklığında debelenen yeni işbirlikçiliğin, Kürtlerin hayati dönemlerinde bağırlarına acımasız sorti yapma küstahlığını geçici bir maraz sanıyor...

Şırnak bu badireyi de atlatır

Şırnak, 30 yıldır Türk devletinin bütün kumpaslarına; silahlı ve özel savaşın tüm yöntemlerine karşı dağlarda ve yerleşim yerlerinde direniş gösteriyor. Türk Sultan'ın ziyaret edeceği Şırnak'ta, aralarında belediye başkanlarının da bulunduğu onlarca siyasetçi cezaevlerinde. Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, kent tarihine ve insanına yakışır bir belediyecilik yapıyordu, askeri işgalcilerin su gaspına rest çekebiliyordu. Yolsuzluk, ihaleye fesat, hizmette ayırımcılık veya suistimal yapmamıştı. O ve arkadaşları, Dr. Deyndar'ın 'Dindar'lığına reva gördüğü gibi şerefini devletin hizmetine sunmadıklarından hala rehinler. Şırnak coğrafyasındaki askeri işgal yetmiyormuş, ölüm tarlaları yokmuş gibi boca edilen barajların askeri ve demografik amacı perdelenirken, Türk Sultan'ın gelişi öncesi toprağa düşen canların sevinci mi paylaşılacak Şırnak Meydanı'nda?.. 
Şırnak halkının, rehin tutulan çocuklarına sahip çıkarak, Türk Sultan'a ve devşirerek sefere gönderdiği personellerine en iyi yanıtı vereceğine, kudurganların ecdat hayallerini kursaklarında bırakacağına inanmamak için Dr. Deyndar kadar 'korucu hekimlik'e teşne olmak gerekiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder