Türk devlet büyüklerini telaş aldı...
Dünyaya gelir gelmez zorunlu bir isme mahkum edilen, anadilini evinde bırakma trajedisi reva görülen, bazen ebeveynlerinin çaresizliği altında ezilen, bazen isyan ateşinin pürmüzü olan Kürt çocuklarının, suratlarına tükürmesinin telaşını yaşıyor...
Birazcık olsun kendisine dönüp insanlığın merhamet süzgecinden damıtılmış soruları sormayı akıl edemiyor...
202 yılda toprağa gömdüğü yüzbinlerin ruhunun bütün coğrafyayı sardığını görmek istemiyor...
Son 25 yılın insan sirkülasyonunun yüzüne çarptığı, taşı, molotofu; kimi zaman bombayı ya da patlayan insan bedenini anlamaktan uzak duruyor...
Hala doğumun gecikmiş olmasına bakarak, gebeliğin de olmadığına inanmak istiyor...
Böyledir...
Böyle olmazsa, Genelkurmay Başkanı afili kavramları, ölüm üzerine cümle kurmak için cebinden çıkarmazdı: Ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik tedbirlerle silahlı savaş desteklenmeli...
Başbakan, ‘varlığım varlığına armağan olsun’ canhıraşlığıyla ilk dört kavramın içini doldurma seferberliği başlatmazdı...
Böyledir...
Kolunu kırdığı, panzerini üzerine sürdüğü çocuğun arkadaşlarının öfkesine bakmaktan korkmazdı...
Denenmiş ama tutmadığı defalarca kanıtlanmış metodlara sarılmazdı...
Ölüm topları fırlatılacak
300 bine yakın ordu gücü... buna polis teşkilatı takvıyesi, paramileter yapılanması ve 70 bin paralı müsvedeyi dahil edin...
Bütün savaş gücü ve konsantrasyonu bu coğrafyada...
Utanmazlarsa Deniz Kuvvetleri’ni Van Gölü’ne taşıyacaklar... Silah ve cephane sıkıntısı yok, yeni silah satımı için herkes dostları...
Bu güç, gerilla ünitelerine karşı top da kullanıyor:
Kundağı motorlu toplar,
Çekme toplar,
Tanksavar topları,
Uçaksavar topları, vs...
GAP’a top da dahil
Başbakan ve kabinesi ile kollarınin, ilk dört kavramın içini doldurmayı üstlendiklerini söylemiştik. Hatırlatalım: GAP, DAP, TRT, Diyanet, beyaz yakalı müsvedeler, vs...
İşte ekonomi ile yetinmeyerek, sosyal-kültürel-sportif faaliyetleri de GAP’lıyorlar...
Neymiş?
Türk medyasından alıntı: Hükümet, GAP kapsamındaki 9 ilde yeni bir sosyal destek uygulaması başlatıyor. Sosyal bütünleşmenin sağlanması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçlı 398 proje için yıl sonuna kadar 42 milyon YTL harcanacak. “Taş atma, gol at”, “altın çocuklar”, “barış ve kaynaşma için spor”, “evde yaşlı ve hasta bakımı”, “ben yurttaşım”, “aile planlaması”, “kadın dayanışma merkezi” gibi başlıklarla geliştirilen projelerle de bölgede sinema, tiyatro şenlikleri düzenlenecek. Mahalli kulüplere spor malzemesi alınacak. Tenis kortları, kaykay pisti ve masal parkları kurulacak.
Tabii ki Badminton
Türk medyasından alıntı: Çocukların eylemlere katılması yetkilileri harekete geçirdi. Hakkari’de geliştirilen proje kapsamında miniklerin enerjilerinin spora kanalize edilmesi için, raket ve badminton topu dağıtılacak. Proje hemen hayata geçecek. Çocukların antrenörleri ise polisler olacak.
Projenin Hakkari ayağı AKP milletvekileri...
Hilalden bademe doğru yol alan bıyıklarıyla Türk bayrağı önünde sırıtan Badminton Federasyonu Başkanı Murat Özmekik, “Biz taş yerine raket ve top diyoruz. Taşı atmakla badminton raketini savurmak arasında fiziksel hareket olarak fark yok” diyerek tamamlıyor.
Efendim Çin ve Hindistan’daki köklerine İngiliz disipliniyle resmiyet kazanmış ama Türkiye’ye ‘90’lı yıllarda Azerbaycan seyahatiyle gelmiş bir spor: Kaz tüyünden yapılma bir top ve raketle oynanan, topun file üzerinden rakip alana atılması ve geri dönmesini sağlamak amacına dayanan bir oyun...
Fırtına biçenler
siz rüzgar ektiniz!
Şarapnel olup kusan askerin elindeki her çeşit top,
Çocukların ayaklarının dibine atılacak türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan ya da plastikten top,
Kaz tüyünden yapılan top...
Bu toplar, o çucukların öfkeyle yoğrulmuş isyanını, abilerinin siyasal bilinçle perçinlenmiş dirençlerini, babalarının onlara sahip çıkan şahlanışını bastırır mı?
Cevabını badmintondan verelim: Badminton teorik olarak her yerde oynanabilir. Ancak rüzgar alan yerlerde oynanamaz!
TUNCEL FİKRET
http://twitter.com/tuncelfikret
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder