Tesadüf olsa gerek
Geçen hafta tesettürsüz yüzünü gördüğümüz faşizmin İzmir’de alarm vermesi boşuna değildi. Evet, İzmir’deki saldırganlar, kelimenin tam anlamıyla ırkçı faşistlerdi. Bunu, kökü ve özüne bağlılığın ruh haliyle bir ertuğrul portresi çizenler de özündeki lümpenlikle dilindeki ırkçılığı yılmazca servis edenler de bilebilir. İzmir’in transparan dışlaycılığı, Ergenekon sayesinde saldırganlaşmıştır. Bakınız. Bayramiç, Trakya’nın bir kenarına sıkışmış kapalı devre bir ilçe. Hiçbir özelliği olmayan, alkol tüketimi, muadillerine nazaran yüksek, üretimden uzak. Dikkat buyrun, hem İzmir hem de Bayramiç’te yerel yönetim CHP’nin elinde. Bunun bir anlamı var mı? Bayramiç’te birahanelerden fırlayan güruhu temsilen kaymakam ile pazarlık yapan MHP’li değil, CHP’liydi.
Bu güzergah biliniyordu
Türk devlet erkanı, siyasi partileri, medyası ve entelijensiyası, Habur’daki barış coşkusu karşısında afalladı, sarsıldı, özüne rücu etti. Kemalist formasyonu aşamadığı görüldü. Bu ruh hali, İzmir’deki faşist saldırıdan da DTP’yi sorumlu tuttu. Bir ton sıfatı olan Başbakan Yardımcısı, İzmirlilere teşekkür etti. AKP grubundaki İttihatçı artıklarından da cesaret alan AKP’nin Onur Öymen’i Cemil Çiçek’in teşekkürlerine, Bayramiç’in seçkin Türk nüfusu da Kurban Bayramı’ndan evvel mazhar olmak istedi. CHP, MHP, Emniyet, Kaymakam, Jandarma elbirliğiyle ilçelerine layık olmaya çalıştı. MHP İl Başkanı, sabah saatlerinde ilk açıklamayı yapan oldu: “Devlet herşeye hakimdir. Açılımdan vazgeçin”.
Saat 15:10
Bayramiç’teki Kürtler, tedirgin bir halde DTP merkezini, insan hakları örgütlerini aradı. DTP Grup Başkanvekili’ne ulaştılar. Belki o da İçişleri Bakanı’na ulaştı ve öğleye doğru Çanakkale Valisi, ilçeye vardı. Gözaltına alınan, evleri taşlanan ve ‘Kürtler dışarı’ sloganına maruz kalan Kürtler oldu. Dün saat 15:10 itibarıyle tek bir Kürt kurum, örgüt ve partisinden iki satırlık bir yazılı açıklama dahi yapılmadı. Türk medyası, olayı saptırıp ‘kız meselesiyle başladı’ diye yansıtsa da hem yazılı hem de görsel olarak ilk kez ‘Kürtler dışarı’ diye slogan atıldığını gizlemedi. Kürtler suskun olmayı tercih edince Türk Hükümeti de ‘sağduyu çağrısı’ yapmaya bile gerek duymadı.
Kürt medyası
Genel manzara bu olunca Kürt medyası, en azından olanları ilk elden paylaşma konusunda geç kalmayabilirdi. Elbetteki, kışkırtıcı, tahrik edici, boğazlaşmaya katkı sunacak bir yayıncılık beklenemez. Doğru bilgiye hızlı ulaşma ve zamanında yayma da medyanın görevidir. Özellikle en önemli Kürt TV kanalının sıradan ve hızlıca konuyu geçerek, ‘asıl haber’ine gelmesi şaşırtıcı oldu. Maalesef TV’deki arkadaşlar tam da böyle bir günde Ergenekon zihniyetinin hem en zinde hem de en örtülü birimini yöneten Soner Yalçın ve Oda’sının tuzağına düştüler. Dersim Katliamı nedeniyle zor günler geçiren CHP’nin imdadına yetişen Yalçın ve hempalarının ‘Bakın Fethullah hiç de Alevilerin dostu değil’ diye yayınladıkları bir videoyu yayınlayan TV, bu konuyu tartıştı. Eğer Kürt medyası, Fethullah Gülen’i Soner Yalçın ve tayfasından öğrenecekse yazık olur. Bu değil.
Bayramiçler ne olacak?
İşte Bayaramiç’teki Kürtlerin, köyleri yakıldı, ocakları söndürüldü; babaları, kardeşleri katledildi. Yaylası yasaklandı, arazisi mayınlandı; aç, perişan bırakıldı. Topraklarından sürüldü. Mecburen ‘Bayramiç’teki Kürt’ oldu. 30 yıl önce Bayramiç diye bir yerin olduğunu bile bilmiyordu. Şimdi herkes kendisini gece 24:00’te evi taşlanan, küfür edilen ‘Kürtler dışarı’ diye seslenilen Bayramiç’teki Kürt’ün yerine koysun. Karakol’da polis dayağına maruz kalırken kapıya biriken binlerce kişinin ‘bize verin’ diye beklediği Kürt’ün yerine koyun. Bayramiç’teki Kürt, bu kin ve nefretin altındaki ırkçı duygunun dışa vurumu karşısında kendisini nasıl savunsun? Bin yıllık kardeş güzellemesinin, yemin billah bölünmezliğin, en ufak bir sinyalle ‘gidin’e dönüşmesini nasıl yorumlasın? Kürtlerin sessizliğini hayra mı yorsun? Patnos’un Kürtleri, sonradan yerleştirilen Türklere, ‘Türkler dışarı’ diye seslense, devlet ve hükümet bu kadar sessiz kalır mıydı?
Bayaramiç’teki Kürt’ün işi çok zor...
TUNCEL FİKRET
http://twitter.com/tuncelfikret
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder