27 Kasım 2009 Cuma

İşsizlik kimin umurunda (16 Ekim 2008)

Açlık sınırının 800, yoksulluk sınırının 2 bin 800 ama asgari ücretin 500 YTL civarında olduğu Türkiye’de, ekonomik kriz bir tek askeri harcamaları etkilemiyor. İşsizliğin tırmanışa geçtiği Türkiye’de hükümet sınır bölgelerine 300 trilyona mal olacak 168 karakol yapmak için kolları sıvamış durumda. Sırtındaki devasa boç kamburuyla(400 milar doları aşıyor) uluslararası nakit akışına mahkum yaşayan Türk devleti, 20 milyonu yoksulluk sınırı altında yaşayan Türkiye halkını savaş ekonomisine mahkum ediyor. İnsani Gelişmişlik sıralamasında 94’üncü ancak askeri harcamalarda NATO ikincisi olan Türk devleti, son olarak profosyonel ordu, denizaltı projesi, hava filosunu güçlendirme, insansız hava uçakları ve bilumum modernizasyon ataklarıyla, bütçeni önemli bir payını yutuyor.

Milli Savunma Bakanlığı’nın 2007 bütçesi 14 milyar YTL’yi aştı. 2008’de de eğitim ve sağlığa karşın her yıl artış gösteren savunma bütçesinde aslan payı yine TSK’nin oldu. Ayrıca tekel ürünlerinden milli piyango biletlerine, at yarışı kuponlarından sayısal lotoya kadar pek çok alandan kesilen fonların yüzde 2’si Savunma Sanayi Destekleme Fonu üzerinden TSK’ye akıyor. Bunun yanı sıra TSK’yi Güçlendirme Vakfı kaynakları, Milli Savunma Bakanlığı’nın Özel Kanunlara Dayanan Gelirleri, Geri Ödemeleri Hazine Müsteşarlığı Bütçesi’nden yapılan yabancı devlet ve firma kredileri de TSK’nin gelir kaynakları arasında. Ancak, denetlenemediği için bunların nerelere harcandığı bilinmiyor. BM’nin İnsani Gelişmişlik Raporu’nda eğitim ve sağlık gibi sektörlere ayırdığı pay açısından Türkiye 94’üncü sırada yer alırken, askeri harcamalarda ise, NATO içinde ABD’den sonra ikinci sırada bulunuyor. Kirli savaşı tırmandırarak, sınır ötesine taşımakla birlikte, eğitim ve sağlığın bütçeden aldığı pay daha da düştü. Kamu yatırımları, dinamo sektörü denilen inşaat sektörüne toplu konut üzerinden aktarıldı.

1 milyonu aşıyor

TSK, profesyonel orduya geçişle birlikte personel sayısını azaltmadı. Milli Savunma Bakanlığı’nın en son 2000 yılında yayınladığı ‘Beyaz Kitap’taki verilere göre, Kara Kuvvetleri’nin 402 bin, Hava Kuvvetleri’nin 63 bin, Deniz Kuvvetleri’nin 53 bin, Jandarma Genel Komutanlığı’nın 280 bin, Sahil Güvenlik’in de 2 bin 200 olmak üzere toplam 800 bin 200 TSK personeli bulunuyor. Gayri resmi rakamın 1 milyonu bulduğu kaydediliyor. Bu rakamın 115 binini rütbeliler oluşturuyor. Ayrıca TSK personelinin maaşları da gizli tutuluyor. Bir teğmenin maaşının her zaman bir öğretmenin maaşının iki katını aştığı biliniyor.

Daha ne olsun

Türk Silahlı Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan meydana gelmektedir. Yukaarıdaki rakamlarla, bu kuvvet yapısı birleştiğinden HPG’nin karşısında aktif savunma yaptığı gücün fiziki devasılığı daha net görülüyor.

Türk Kara Kuvvetleri : 4 Ordu, 9 Kolordu, 1 Piyade Tümeni, 2 Mekanize Piyade Tümeni, 1 Zırhlı Tümen, 1 Eğitim Tümeni, 11 Piyade / Motorlu Piyade Tugayı, 16 Mekanize Piyade Tugayı, 9 Zırhlı Tugay, 5 Komando Tugayı, 1 Kara Havacılık Tugayı, 2 Topçu Tugayı, 5 Eğitim Tugayı, 1Yardım Tugayı. Deniz Kuvvetleri: 13 Denizaltı, 18 Fırkateyn, 6 Korvet, 20 Mayın Avlama / Tarama Gemisi, 24 Güdümlü Mermili Hücumbot. Türk Hava Kuvvetleri: 17 Muharip Filo, 1 Keşif Filosu, 1 Tanker Filo, 5 Ulaştırma Filo, 3 Arama Kurtarma Filo, 10 Eğitim Filo. Bunlara paramiliter yapılanmalar dahil değil(Kontra örgütlenmesi, korucular vs.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder