21 Mart 2011 Pazartesi

Devlete Newroz sorusu!..

Bir haftada 130 merkezin en büyük alanlarında, milyonları mobilize ederek ortak siyasal hedefler etrafında kenetlemek kolay değil. 2 bine yakın aktif kadrosu rehin alınan, bitimsiz terör furyasının hedefinde olan bir siyasi hareketin, bu organizasyon kabiliyeti, motivasyon gücü küçümsenemez. Kürtlerin iki haber ajansı, üç televizyon ve iki günlük gazetesinin bu 10 günlük performansı ise, başlı başına bir iletişim bilimleri konusudur. Zaten Türk devleti de küçümsemediği için medyası üzerinden pompaladığı manipülatif püskürmelerini yutmak zorunda kaldı. Buna rağmen milyonların ortaklaştığı mesajları doğru anlamak isteyip istemediğinin bir seçimlik ömrü var... 
Kürtlerin, 19 yıl önce onlarca insanını yitirdikleri bir meydandan Cudi‘ye doğru korkusuzca seslenmeleri; ilk kez ateş yaktıkları bir kasabada tereddüt barikatını aşmaları; yarım saatlik bir zaman dilimine halay, gözyaşı, taş ve itirazı sığdırmaktan gocunmamaları, direniş inadı kadar teslim olmamanın onurudur. Ermenistan sınırından sınırsız nazire yapmaları; İran sınırından idam kardeşliğinin ipine tükürmeleri; Suriye sınırından rehin akışına makas bilemeleri; Irak sınırından ulusal hatırlatmaları, ortak refleksin geleceğe sebatla uzanma yekûnudur...
Bir kez daha, teker teker, madde madde sıralandı gaspedilen haklar. Bilinmezlik, karışıklık, anlaşılmaz bir retorik yok. Çerçeve kadar içeriğinin temel hatları da net. Flu olan detaylar için de beşeri metodlarla hazır. Newroz alanlarının sahiplenerek, sabitleştirdiği şudur:
* Kürtlerin gaspedilen haklarının iadesinin ardından, bunları güvenceye alan yeni bir anayasa. 
* Bu hakların toplamının vücut bulacağı özyönetim, yani Demokratik Özerk Kürdistan. 
* Demokratik Özerk Kürdistan'ı sindirebilen bir Demokratik Cumhuriyet.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, bu realiteye işaret ederek, hem zora dayalı bir egemenlik dayatan bölge devletlerine hem de uluslararası müttefiklerine şu soruyu sordu: "Siz Kürtlerden ne istiyorsunuz?"
Eğer bu sorunun cevabı, mevcudun devamıysa, tekin olmayan kanlı bir koridor bizi bekliyor.
Eğer bu sorunun cevabı, mevcudun ahenksiz yamalarla sürdürülebilir kıvama taşınmasıysa, sadece koridordaki zaman değişir.
Eğer bu sorunun cevabı, tek devlete rızayı yeterli pulup, 206 yıllık sopayı bir kenara bırakarak haklarını iade edeceği Kürtlerden itibar beklemekse, geleceğimiz ortaktır...
Yeni devlet aklının, hoyratlığı ve kıymeti kendinden menkul uzman saçmalıklarını bırakarak, eski devletin ucuz yöntemlerine tenezzül etmekten vazgeçip çıplak gözlerle sahaya bakmasında yarar var. Üstelik Öcalan ile artık pratik öneriler üzerine konuşurken, yeni Kürt kuşağının ruh dünyasını sürekli akılda tutmalı. Temel çerçeveyi kerhen kabul eden dinamik bir kuşak, bütün miras, zaaf ve öfkeleriyle sonuca bakıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder