21 Haziran 2010 Pazartesi

Havan topuna oturan Başbakan!

Türk 'aydın' kalabalığının üç gündür geveledikleri, yine yanlış mecrada olduklarının göstergesi. Konu başlığı 'terörle mücadele' olunca kerameti kendinden menkul profesörler, askeri dersler veriyor; diplomatlar çapraz karşılaştırmalar yapıyor, stratejistler ölüm yolunun anahtarını beleşe teslim ediyor. Hayatında Kürt coğrafyasına sıradan bir vatandaş gibi gidemeyenler, farklı düşünen üç Kürt ile sohbet edemeyenler, tek bir Kürt kaynağını okumayanlar tahlil bereketini saçıyor. Bunların hepsi 'terör' veya 'terörizmle mücadele' nasıl ve daha iyi yapılır egzersizleri... Başlık bu olduğu sürece bu kısır döngü de devam eder... 

Sondan bir önceki istasyon

Muhafazakar-demokrat ve daha bir yıl öncesinde 'büyük reformcu' diye takdis edilen Türk Başbakan'ın ölen askerler arasında yaptığı konuşma, kozmetiksiz, ambalajsız çıplak haliydi. Aslında bu kadardır ve kendi belirlediği yol haritasının taşıdığı yerdedir. Karşısındaki Kürtler olunca küçümser ve kesif bir nobranlıkla aşağılarsan sondan bir önceki istasyona varırsın. 'Tek'leye 'tek'leye sonunda gider havan topunun başında poz verir, icazet bekleyen müezzin gibi konuşur, ara kademe askerler tarafından brife edilirsin... 

Anti militarizmin alaturcası

Ondan bir anti militarist, reformcu, statükoya çomak sokan, halkçı bir pratik politika dehası çıkarmaya çalışanlar da arkasında çuvallar. 
Evrensel ve insani normlardan bihaber, kavramın tam anlamıyla uyuşmayacak bir mayanın ürünü olanların anti militarizm adına sergiledikleri iktidar beslemeli muhalefet de Türk'ün gücünün neden gösterilmediğinin yasını tutmaktan ibaret kalır. Anti militarizmin alaturcası da böyledir ve mealen şunları sorar: 
İsrail Heron operatörlerini niye çekti, ABD niye anlık istihbarat vermedi, karakol niye sağlam değil?... 
Komutan niye uyanık değil, termal kameraya ne oldu, çelik yelekler nerde, niye James Bondlar devreye girmiyor?... 
Elin oğlu Tunceli'de karakol basarken Hava Kuvvetlerimiz niye ortalığı cehenneme çevirmiyor; neden ecdadının 38 ruhuna başvurmuyor?... 
Paraysa para, araçsa araç, insansa insan, imansa iman daha neden 'teröristler'in inine girilmiyor, bataklık kurutulmuyor?...
Neden PKK'nin beslendiği vasata ilgili gösterilmiyor, Kürtlerin 'cici' olanları arttırılmıyor ve yeterince ihya edilmiyor, ekonomi, psikoloji?... 
Yok yok sınırlar; sınırlar nasıl bu koca ordu tarafından korunamıyor?... 
Irak ile neden sınırın yeniden çizilmesi konusu gündeme getirilmiyor?..

Yalanına inanıyor

Türk egemenlik sistemi uydurduğu yalanı bir süre sonra gerçek sanıyor. Şaki, eşkiya, sergerde, bölücü, anarşist, terörist, piyon, taşeron, diyerek devam ediyor. Türk medyasının manşetlerine bakın; Kemalist solundan, sağına kadar... Hepsi aynı: Özne 'biz'... ve öfke, kin, nefret, düşmanlık, şiddet, ölümü kutsama...
Mehmet Ağar, 'tuğlayı çekersem duvar yıkılır' demişti ya Türk egemenlik sisteminin inadı bundan... Yalan ve zulüm üzerine kurulu bir bina... 
Şimdi yine yeni yeniden sınırötesi operasyon pompalanıyor; yani 27'ncisi. Anti militarizmin alaturcası da destek veriyor: Örgüt Irak'a çekil!.. Çekilmezse de olacak ama çekilirse daha kolay olur. Sonrası şu: Çongar için 'altın vuruş'. Laçiner için 'büyük acı'...Yanisi Sri Lanka modeli... 
Bunun için şimdiden başladılar, sözümona savaş karşıtı bir cephe oluşturacaklar. Çok güzel de bu cephenin temel dinamiği,havan topunun başında poz veren muhteremin şakirtleri olacakmış, biraz da TRT-6 ile mest olan Kürtler ve iktidarın nimetlerinden beslenen 'kardeş halklar'... Mesele, savaş karşıtı bir refleksi Kürt gerillaların karşısına dikmek...
Farkındayız, kendilerini ağabeyimiz olarak görenler, bizi 'kapıcı', 'inşaat ustası', 'hamal', 'devşirilmiş devlet memuru', 'işbirliğinin ürünü politikacı', vs... olarak seviyor. Kusura bakmayın Fars dinciliği, Arap nasyonalizmi ve Kemalizm arasındaki Kürtler, artık bu oyunlarınızın farkında... Hava saldırılarında yaraladığınız ve şimdi tedavi gören 4 yaşındaki Şaxqewan Mihemedî bile bunun farkında...

10 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  9. *Siz sildikçe ben tekrar koyacağım farklı düşüncelere bu kadar kapalı olmayın*
    Yazımı taraflılık balirtmeyecek şekilde yazacağım ve okurken de o şekilde okunması anlamlandırabilmek açısından daha iyi olacaktır.İçindekileri çok güzel kelimelere dökmüşsün.De farkındalığın dağın görünen yüzünde.Yavuz adlı kitabı okuyorum şu sıralar.Sabah okuduğum bölüm beni çok etkiledi.Adeta günümüzü anlatıyor.Kısaca bahsetmem gerekirse Yavuz tahta geçmeden önce safevi hükümdarı şah İsmail dış güçler tarafından desteklenerek Osmanlı üzerine sürülüyor.Osmanlıyla mücadele edemeyen dış güçler şah ismaili kullanıyorlar.Amaçları ciddi bir safevi devleti değil tabii ki ortadoğuya ulaşmak için aracı olarak görmek.".....Kardinal muzip bir ifadeyle güldü:Birbirlerine öykünen,ancak üstünlük iddiası yüzünden birbirleriyle çatışanaynı kandan insanlar....". Bunu içinde bulunduğumuz durumda farketmemiz gereken bir nokta olması için paylaştım.Tarih tekerrürden ibarettir.Ve yaşanmış şeyleri tecrübe etmek mantıksızlıktır.Burada spesifik bir olgunun üzerinde değil genel ve hepimizi ilgilendiren kısımla ilgili yazıyorum.Bundan dış güçler dışında hiçkimse karlı çıkmayacak.Ve geriye dönüp baktığımızda binlerce hayatını kaybeden insanımızı göreceğiz.

    YanıtlaSil
  10. sinan bey okuyup cevap verdiğiniz için zira ilk yorum gerekçe gösterilmeden kaldırlmıştı.Birkaç yönden eleştirmişsiniz saygı duyuyorum.Öncelikle yazımın başında belirttiğim taraflılıkla ilgili cümleyi galiba es geçmişsiniz.Yazıda kastetmek istediğim durumu 'idrak edememişsiniz'.Atışma üslubunu sevmem ve çok kullanmam.Hakaret sayılabilecek kelimeler kullanmışsınız,bunları hoş görmek durumundayım içinde bulunduğunuz ruh halini göz önüne alarak.Değer insana verilir zümreye,topluluğa,ırka değil.....Tarihi örneği anlatmak istediklerimle örtüştüğü için paylaştım.Geleceğe sağlam ilerlemek için şimdiyi ve geçmişi süzüp temeli kuvvetlendirmek gerekiyor.Bölünme korkusu kalbime işlediğini söylemişsiniz.Evet istemiyorum.Tüm dünyaya hükmeden bir Osmanlının devam etmesi varken şuan ki durumdan rahatsızım.Ki daha fazla bölünmüş olmak daha kötü duruma gelmeye işarettir.....Dış güçler kim demişsin.Genel paydada Türkiye'nin bulunduğu durumdan rahatsız olanlar diyebilirim.Bu ülkeler ülkenin birliğini istemiyor.Birliktelik olduğunda önünde durulamayacağını biliyorlar.Siyasi yönde düzen oluşsa darbeleri devreye sokuyorlar.Birliktelik oluştuğunda araya nifak sokuyorlar.Teknolojik gelişme adımları atıldığında mühendislerimizi öldürüyorlar.Ekonomik yönde iyileşme olduğunda kendi ekonomik yaptırımlarını uyguluyorlar.İstemiyorlar istemiyorlar.En iyi yaptıkları araya nifak sokmak neden bu millette Kürt-Türk diye bir ayrım istiyorlar.Neden destekliyorlar bunları.....Darbede sevinen değil mağdur olan kesimdeydim.Yine dış güçlerin oyunu bu seferde askeriye üzerinden oynanmıştı.Hala sürdürüyorlar bunu ve hükümet-askeriye arasındaki ayrılığı destekliyorlar.İşlerine bu geliyor çünkü...Geriye çekilip hepsini bir araya getirdiğinizde bir sonuca varabileceğinizi düşünüyorum.Umarım anlatabilmişimdir..

    YanıtlaSil