5 Aralık 2010 Pazar

Yeğenin yazı işleri!..

Taraf'ın bugünkü (5 Kasım) manşeti şuydu: Sinn Fein kadar yürekli olsunlar... Yürekli olması istenen BDP. Yürekli olmasını salık veren de bizim yeğen... Küçük bir parantez açayım. Son yıllarda utangaç Kürtler arasında soykütüğünden kurtulma arayışları artık alenileşti. Kendisine bir Türkmen, Ermeni ve Arap bağlantısı bulanlar, kaotik karışımın doğal mecrasından kimliksizlik üretenler veya Kürtçenin lehçelerinden birini baz alarak Kürtlüğün meşaketinden kaçanlar... Elbette bir insan kendisini nasıl tanımlıyorsa kabul etmek zorundayız. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de, şimdilik Kürtlerin yeğeni olarak kabul etmemizi arz etmiş. Kabuldur. Yeğen ifadesi de bunun gereğidir... Parantezi kapattım... 
Bildiğiniz gibi Doç. Hüseyin Çelik, akademik gayretini Türklüğün asaletini ıspatlamaya vakfetmiş, bunun izlerini Türkiye coğrafyası dışında da arama gereği duymuş biri. AKP macerasından önce liderliğini Tansu Çiller'in yaptığı DYP'de politikacıydı. Çiller dönemini anlatmaya gerek yok ama Çelik'in siyaset mazisi Süleyman Demirel'in AP'sinin rahmidir... AKP'de Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda da oturdu... Dengir Mir Mehmet Fırat ile Abdülkadir Aksu'yu kendisinde toplayıp, bu karışıma akademik altyapısının üzerine hitabet gücünü de ekleyerek yeni dönemin prototipi olmuştur. Böylece yüzü Kürt mahallesine dönük yeni bir iktidar megafonu olarak AKP Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna yayılmıştır. Yeğenimiz, iktidar partisinin bu önemli koltuğundayken bile, BDP'yi demokrasi adına dövebilecek pişkinlikte... Kürt siyasetini, karanlık, devlet ürünü gösterebilecek kadar maharetli. Bu mahareti, "İsrail'in emirlerini icraa ettiler" diyecek kadar global bir vizyonla meczeden biri...  2 bine yakın Kürt siyasetçi cezaevlerine konulmuş ve Kürtçe savunma gibi bir itaatsizlik mi yapmışlar, cevap Çelik'ten. Aksu ve Fırat'ın ruhunu aynı açıklamaya sığdırıyor: Mahkemenin 'bilinmeyen dil' tavrı yanlış, tutsaklar da şov yapıyor... Oportünizm ve demagoji, Batı orijinli oldukları için kullanmıyorum, Doğu toplumlarındaki varyasyonlarının toplamını kabul buyurmasını rica ediyorum...
Gelelim yüreksizlik limanına demirleyen Çelik'in sözlerine platform olan gazete ve yazı işleri müdürüne. "Sinn Fein kadar yürekli olsunlar" manşeti, aslında yazı işleri müdürünün bir önceki köşesine tekzip. O yazısını da birinci sayfaya taşımış ve AKP'nin Hakikatları Araştırma Komisyonu'nu, Faili Meçhulleri Araştırma Komisyonu olarak kuracağını BDP'ye aktardığını iddia etmişti. BDP, bunu yalanladı. Hüseyin Çelik de, böyle bir çalışmalarının olmadığını belirterek, yalanlıyor. Ancak, bu tekzip Hüseyin Çelik'in BDP'yi karalayan açıklamasının arasında bırakılmış. Müdür, kıvrak numarasıyla bir taşla iki kuş vurmaya kalkışmış. Hem bir önceki yazısını yalanlamayı arada kaynatmış hem de bayağı bir dille BDP'ye çemkirmeyi gazetesinin manşetine taşımayı başarmış. Tayibbi bir ağız ile bir kalemin buluşmasından Taraf'ın payına iki yanlış düşmüş... Yoksa Sinn Fein arayışına çıkanın, üstündeki adamın Tony Blair olmadığını bilmeyecek kadar zihinsel kötürüm olmadığı açık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder